AKUAKA
1995 yılında ithalatına Almanya’dan başlayıp Amerika’ya uzanan Manyetik Kireç Önleyici cihazlarımızın üretimine 2006 yılı itibariyle başladık. Ülkemizde bu tarihe kadar ilk ve tek CE işaretli üretim yapmaktadır. Amacımız, suyun geçtiği her yerde, insan hayvan bitki çevre sağlığı kısacası yaşamsal tüm alanlarda, değerlerine asla zarar vermeden, sağlıklı yaşam garantisi sunmaktır.
Ne yaparsak yapalım EN İYİSİ EN GÜZELİ EN YARARLISI olmalı... Hem gurur hem huzur hem de mutlu olmalıyız.
Konuşurken her ortamda savunduğunuz ne olursa olsun arkasında her zaman durabileceğiniz nitelik ve niceliğe sahip olmalı..
Bir doğum sancısı gibidir üreticinin imalatları..evlattır Ne verirsen onu alır büyüdükçe sonuç karşılığı maddi kazanç da olsa asıl olan manevi doyumdur ..
Başarı aldığımız neticeler sonunda 24 ülke ve ülkemizde hedeflerimizin üstünde seyretmektedir..
Bu güne kadar ; üretimlerimizin enerji kaynağı olan NdFeB N54M 14.900 Gauss (Neodıyumdemirbor) mıknatıslarımız şartlarımızı zorlayarak amacını aşmaya devam etmektedir. Ve yine çözünürlük adına ister şehir şebekesi ister kuyu suyu ister kaplıca suları isterse ağır metallerin sorun yarattığı tüm sularımızda uzun ömürlülük sıcaklık farklılıklarını da dikkate alarak kalıcı ve kısa sürede uzun soluklu çözüm adına NdFeB 14.900 gauss N54M mıknatıslarla üretime devam etmekteyiz. Ülkemiz Avrupa hatta bu amaçla dünyada sadece ve sadece bizler bu mıknatısı değişik ebat ve çaplarda kullanarak yoğunluğumuzu sorunları çözme adına artırmaya devam etmekteyiz.
NdFeB 14.900 gauss N54M (Neodıyumdemirbor)
Dün birlikteydik sizlere minnettarız.
Bu yıl beraberliğimizin 26 yılı..
Yarınlar ise ∞….
DİKKAT UYARIDIR!
ZAMAN ZAMAN BAZI SİTELERDE İDDİA EDİLEN ;
MANYETİK ALAN İÇİN KAÇ TANE MIKNATIS VAR KAÇ GAUSS ENERJİYE SAHİP GİBİ BİLİME, FİZİK KANUNLARINA AYKIRI AÇIKLAMALAR YAZMAKTADIR.
ŞİMDİ SİZE SORUYORUM ;
BORU ÇAPINA GÖRE:
MANYETİK AKI YOĞUNLUĞU AÇIKLAMASI
İTHAL ETTİĞİNİZ MIKNATISLARIN
ÜRETİCİ FİRMA TARAFINDAN MENŞE-İ ŞAHADETNAMESİ BELGESİNİ İSTEYİNİZ
SATICI VEYA İTHALATÇI FİRMA BELGESİNE İTİBAR ETMEYİNİZ!
KULLANMIŞ OLDUĞUNUZ BORU ÇAPINA GÖRE KULLANILACAK MIKNATISLARIN EBATLARI ÖNEMLİDİR. MIKNATIS EBATLARI NE KADAR BÜYÜK İSE MANYETİK AKI YOĞUNLUĞU MIKNATISIN NEV’İ NE GÖRE ARTIŞ GÖSTERMEKTEDİR.
BU NEDENLE “KAÇ ADET MIKNATIS VAR KAÇ GAUSS DİYE “BİR AÇIKLAMA İLE KARŞI KARŞIYA KALIRSANIZ“ LÜTFEN ŞU ŞEKİLDE DEĞERLENDİRME YAPINIZ.
HER BİRİ KAÇ GAUSS İSE O ADET İLE ÇARPARSANIZ YANILIRSINIZ, ÇÜNKÜ; ÖRNEK VEREREK AÇIKLAMAK İSTERİM.
İÇERİĞİ NE OLURSA OLSUN 14.000 GAUSS DENİLDİĞİNDE 1000 ADET MIKNATIS İLE 14.000.000 GAUSS ENERJİYE SAHİP OLDUĞUNUZ ANLAMINA GELMEZ. ODAK NOKTASINA VERDİĞİ ETKİ 14.000 GAUSS’TUR. EĞER SİTELERİNDE ŞU KADAR BİN GAUSS DİYORLARSA LÜTFEN SORUN
“MIKNATIS EBATLARINIZ NEDİR? ÇÜNKÜ AYNI ÖZELLİKTEKİ MIKNATIS 14.000 GAUSS“ İLE İFADE EDİLİYORSA
SİZ 20mmx20mmx10mm mıknatıslardan 100 tane koyup bunu 140.000 gauss ile ifade ederseniz ben de aynı özelliklere sahip 14.000 gauss 10mmx10mmx5mm mıknatıslardan 200 adet koyarım 280.000 gauss enerjiye sahibim derim
BU YANLIŞ VE KASITLI BİR İFADEDİR.
Ağır Metaller
DÜZCE ÜNİVERSİTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ DÇ.DR.BAYRAM POYRAZ ‘IN BİLİM ve TEKNOLOJİ DERGİSİ ARAŞTIRMA MAKALESİNDEN ALINMIŞTIR .
Dünyada endüstri ve şehirleşmenin artmasıyla giderek artan bir su ihtiyacı oluşmaktadır. Ağır metaller de içme suyu ile insan vücuduna alınan kimyasallar arasındadır. Yüksek seviyede ağır metal maruziyetinde ise insan vücuduna olumsuz etkileri vardır. Bu çalışma kapsamında 15 farklı lokasyondan içme suyu örnekleri alınmış ve ağır metal içerikleri belirlenmiştir. İncelenen içme suyu örneklerindeki ağır metal konsantrasyonları uluslararası su değerlendirme kuruluşlarının izin verdiği limitler arasındadır. Bu çalışmanın Türkiye’deki içme suları kalitesinin yükselmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
İnsanın temel gereksinim maddesi olan su, zararlı kimyasallarla insan vücudunun buluşmasında köprü vazifesi görmektedir. Dolayısıyla içtiğimiz suyun önemi yaşamsal fonksiyonların düzenliliği ve sürekliliği açısından önem arz etmektedir. Dünya sağlık örgütünün raporuna göre gelişmekte olan ülkelerde neredeyse nüfusun yarısı içme suyunun gereken standartlarda olmamasından dolayı sağlık problemleri çekmektedir . İçme suyunda belli seviyenin üzerinde olması istenmeyen kimyasallar kirletici adıyla bilinir. Kirleticiler, İnorganik, organik, pestisit ve dezenfektan olarak sınıflandırılabilirler . Bu kirleticiler arasında inorganik sınıfta bulunan ve sağlık açısından ciddi tehdit oluşturan ağır metaller, içme suyundaki konsantrasyonları bakımından izlenmesi gereken en önemlileridir.
Ağır metaller genel anlamıyla yoğunluğu 5 gr/cm3, bir diğer ifadeyle suyun yoğunluğundan sayısal olarak 5 kat büyük olan metaller ve metaloidde denilen yarı metallerdir belirli bir konsantrasyonun üzerinde bulunduklarında toksik etki gösterebilirler.
Bu değerlerin belirlenmesi üzerinde en yoğun çalışmalar Dünya sağlık örgütü ve A.B.D. çevre koruma
örgütü tarafından yapılmaktadır. İçme suyunda bazı ağır metaller için limit değerler Tablo 1.
Tablo 1. USEPA ve WHO tarafından sudaki bazı kabul edilebilir ağır metal konsantrasyonları
Ağır Metal Dünya sağlık örgütü (mg/L) ABD Çevre koruma örgütü (mg/L
Çinko 5 5
Arsenik 0.01 0.01
Magnezyum 50 50
Kalsiyum 50 50
Kadmiyum 0.003 0.005
Kurşun 0.01 0.01
Civa 0.001 0.002
İçme suyunun sağlanması akarsu, göl, baraj ve okyanuslar gibi yüzey suları ile birlikte kuyu suyu ve
kaynak suyu gibi yeraltı sularıyla gerçekleşir. Avrupa’daki ülkeler arasında içme sularının tedarikiyle
ilgili yeraltı ve yüzey sularının kullanım oranları bu ülkelerin lokasyonu, jeolojik yapısı, endüstriyel
faaliyetleri ve antropojenlik gibi parametreler açısından farklılık göstermektedir. İçme suları İspanya,
Belçika ve Hollanda da % 90 yüzey sularından sağlanırken, İsviçre ve Danimarka’da bu oran % 25’lerde
seyretmektedir [4,5]. Su azlığı çeken ülkemizde ise içme sularının sağlanmasında tam bir sayısal oran
bilinmemekle birlikte yüzey sularının kullanım oranı gittikçe artmaktadır
Ağır metallerin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri ise günden güne artmaktadır.
Kadmiyum, 8,65 gr/cm3 yoğunluğa sahiptir. PVC’ lerde dayanıklılığı artırıcı olarak Ba/Cd/Zn sıvısı
şeklinde, Seramikte düzenlettirmek amacıyla CdS şeklinde, şarj edilebilir pillerde Ni-Cd olarak
bulunmakla birlikte, sigarada, balıklarda ve fosfat gübrelerinde elementel olarak bulunmaktadır.
Kadmiyum maruziyetinde böbrek lezyonlarıyla birlikte bazı ağır molekül ağırlıklı proteinlerin (ß2-
microglobulin and a1-D-glucosaminidase) ve enzimin (N-actyl-ß-D-glucosaminidase) salgılarında artış
gözlenir. İdrarda creatinin başına 2-3 μg Kadmiyum bulunmasının böbreklere zarar verdiği
belirtilmektedir [7,9,12]. Uzun süreli Kadmiyum maruziyetinde ise iskelet sistemine zarar verdiği (itai-
19itai hastalığı) ve ostropozda denilen kemikteki mineral yoğunluğunun düşük olması olan rahatsızlığa yol açtığı gözlemlenmiştir
Dünya sağlık örgütü (WHO) içme suyunda tolere edilebilir Kadmiyum seviyesini 0,005 μg/L olarak
belirlemiştir. Uluslararası kanser araştırma enstitüsü (AICR) Kadmiyumu Grup-I olarak bir başka
ifadeyle karsinojen sınıfta değerlendirmektedir.
Civa, 13,53 gr/cm3 yoğunluğa sahiptir. Eski çağda duvar boyalarında HgS halinde, günümüzde diş
dolgusunda civa amalgam halinde, metalik formuyla boya olarak kozmetikte kullanılır. Ayrıca
termometre, barometre, balıklar ve klor üretimlerinde de civaya rastlanmaktadır. Civanın organik ve
inorganik formu bulunur . Civanın organik formu inorganik formundan çok daha zararlı olduğundan
sağlık açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Balıklar kolaylıkla inorganik civayı vücuttan
atılması zor ve zararlı olan organik metilcivaya dönüştürürler. Civa, Kadmiyum gibi böbreklere zarar
vermekle birlikte kontak egzamaya yol açar. 1950 de Japonya’daki balıklardan gelen metilcivayla
minamata felaketi yaşanmakla birlikte Avrupa’da da doksanların başlarında bazı yerlerde metilciva
bulaşmış ekmeklerden binlerce insan hayatını kaybetmiştir. Civayla ilgili rahatsızlıklar el ve ayaklarda
uyuşmayla başlar duyma bozukluklarıyla devam eder uzun süreli maruziyette akciğer kanseri görülür
ani yüksek dozda ise ölümle sonuçlanır. WHO ya göre içme suyunda Civa seviyesi 0,001 mg/L olarak
belirtilmiş olsa da Civa’nın yararlı yönünü ortaya koyan bir çalışma yoktur [7]. AICR Civa’yı kadmiyum
gibi Grup-I sınıfta değerlendirmektedir.
Kurşun, 11,34 gr/cm3 yoğunluğa sahiptir. Pişirme ve saklamada kullanılan çömleklerden, şaraplarda
tatlandırıcı olarak Pb(CH3COOH)2 halinde rastlanabilir. Benzinlerde tetrametilkurşun (CH3)4Pb ve
tetraetil kurşun (CH3 CH2)4Pb olarak bulunmakla birlikte madenler tüm ağır metallerde olduğu gibi birer Kurşun kaynağıdır. İnorganik yapıdaki Kurşun kanda eritrositlere bağlanır. Kandaki yarı ömrü bir ay olup iskelette ise 20-30 yıldır. Kurşun maruziyetinde baş ağrısı, asabiyet, karın ağrısı ve merkezi sinir sitemiyle ilgili çeşitli rahatsızlıklar görülür. Kandaki kurşun seviyesinin artmasıyla IQ seviyesinin
düşmesi ispatlanmıştır [7,8,11]. WHO ya göre içme suyunda izin verilen Kurşun düzeyi 0.01 mg/L dir.
AICR Kurşunu Grup-2A denilen olası karsinojenler sınıfa almıştır.
Çinko, yoğunluğu 7,14 gr/cm3 tür. Karsinojenik bir metal olmayan çinko aynı zamanda temel elementler sınıfında yer almaktadır. ZnCl2 formunyla deodorantlarda, bis (2-pyridylthio)zinc1,1-dioxide olarak kepek şampuanlarında, ZnSO3 yapısıyla boyalarda parlatıcı olarak, çeşitli çinko alaşımlar ise mutfak malzemelerinden sanayi ürünlerine kadar pek çok alanda kullanılmaktadır. Çinko’nun hücre foksiyonlarındada önemli görevleri vardır bunlardan bazılarında dehidrojenaz enzimi ve karbonik anhidraz ile ilgilidir ve bu fonksiyonlarda kofaktör görevi üstlenir. Eksikliğinde ishal, iştahsızlık, ağrılı adet, testesteron sayısında azalma ve hatta Squamous-cell carcinoma tipi kanser görülebilir. Yüksek oranda Çinko maruziyetlerinde ise kusma, bulantı, kanlı idrar, karaciğer fonksiyonlarının bozukluğu,kurşundaki gibi zeka geriliği ve anemi görülür. Çinko aynı zamanda erkeklik elementi olarak ta bilinir ve vücutta bakır dengesini de sağlar [12,13]. Lahana, Çinko açısından oldukça zengindir. A ve D vitamini eksikliği Çinko eksikliğinin habercisidir. WHO ya göre içme suyunda Çinko seviyesi 5 mg/L seviyesini geçmemelidir.
Antimon, yoğunluğu 6.68 gr/cm3 olan yarı metal bir elementtir. Çeliğin içine sertleştirme amacıyla, ev dekorasyon malzemelerinde stibonik asit yapısıyla RSbO(OH)2 seramik ve cam endüstrisinde güçlendirme ve renklendirmede, ayrıca alev geciktirici olarak kullanılır. Ayrıca tıpta parazitle ilgilienfeksiyonlarda C8H4K2O12Sb2.3H2O olarak kullanılmaktadır . Doksanların ortalarında bazıbeşiklerde Antimon içeren malzemelerin kullanımı sonucunda Antimon’un metilasyonuyla cot-death de denilen ani bebek ölümleri gerçekleşmiştir[15]. Antimon maruziyetinde ciltte ve gözlerde kaşınma, bulantı, kusma, ülser görülebilir [16]. WHO içme suyunda tolere edilebilir Antimon seviyesini 0,005 mg/L olarak belirlemiştir. Karsinojenliği noktasında herhangi somut bir veri bulunmamaktadır.
Bakır, yoğunluğu 8.96 gr/cm3 tür. Birçok kablo türü, kaplamalar, böcek ilaçları, petrol rafinerileri, besin katkı maddesi olarak ve piroteknik gibi alanlarda sıkça kullanılır. Örneğin CuSO4 yüzey sularında algoranını sabit tutmak amacıyla kullanılır. Seruloplazmin, SOD, Sitokrom C oksit gibi birçok enziminyapısında bulunur. Aşırı maruziyetinde kusma, karın ağrısı, bulantı, karaciğer yetersizliği görülür.Eksikliğinde saçlarda pigment kaybı olan Menkes hastalığı [17,18] ve Wilson hastalığı görülür.Karaciğer, istridye, susam ve fındıkta bol bulunur. Dışkı, safra, ter ve idrar yoluyla atılır. WHOtarafından içme suyunda izin verilen Bakır seviyesi 0.02 mg/L olarak belirlenmiştir. AICR ye görekarsinojenik bir metal değildir.
Krom, yoğunluğu 7,19 gr/cm3 tür. Deri endüstrisi başta olmak üzere, boyalarda, seramik ve cam endüstrisinde sıkça kullanılır. Örneğin Pb(II)CrO4 mantarlara karşı kullanılır. Sağlığa zarar verme açısından Krom’un doğada bulunduğu yükseltgenme basamağı çok önemlidir. Cr(VI) kolayca hücre membranına girip zarar verdiğinden Cr(III) iyonuna göre çok zararlıdır. Cr(VI) karsinojenik etki göstermesiyle birlikte mutajenik etkide gösterir. Krom eksikliğinde insanda kan şekeri ve kolesterol
düzeyi bozulur. Fazla mazuriyetinde sindirim bozuklukları, kanamalı hemoroid, kasılmalar ve akciğerkanseri görülür [20]. AICR’ye göre Cr(VI) Grup-I sınıfında yer alır dolayısıyla karsinojenik etkigösterirken Cr(III) karsinojenik değildir. WHO ya göre içme suyunda bulunması gereken Krom içeriği 0.02 mg/L seviyesini aşmamalıdır.
Mangan, yoğunluğu 7.21 gr/cm3 olan, havai fişeklerde MnO2 olarak, ağartmada ve temizlikkimyasallarında KMnO4 haliyle kullanılan bir ağır metaldir. Ayrıca çeşitli formlarıyla demir ve çelik alaşımla ile batarya ve cam endüstrisinde kullanılır. Hücre fonksiyonlarında ise Manganez superoksit dismutaz, piruvat karboksilaz, kinaz gibi hücre enzimlerinde bulunur. Kurşunsuz benzinlerde oktan artırıcı olarak Metilsiklopentadienil manganez trikarbonil kullanılır . Çok çay içenlerin Mangan seviyesi yüksektir. Aşırı maruziyetinde merkezi sinir sistemine etki ederek kaslarda zayıflık gözlenmesine etkide bulunur. Ayrıca Çinko gibi testesteron seviyesinde düşme ve uyuşukluk görülür Karsinojik bir etkisi gözlenmemiştir. WHO içme suyunda bulunmasına izin verilen Mangan limitini 0,1 mg/L olarak belirlemiştir.
Selenyum, yoğunluğu 4.81 gr/cm3 tür. Mantar ve ıspanakla birlikte birçok proteinin yapısında bulunur. Genelde sülfürlü madenler birçok farklı Selenyum kompleksi içerir. Selenyum tiroid bezinin fonksiyonunu artırır bağışıklık sistemini güçlendirir. Eksikliğinde ise bir kalp rahatsızlığı olan Kesha hastalığı görülür Aşırı maruziyetinde sindirim bozuklukları, dalak ve pankreas şişmesi, kansızlık, tırnak kırılması ve saç kaybı görülür . Antikarsinojen bir elementtir. WHO ya göre içme suyunda. Selenyum içeriği 0,01 mg/L yi geçmemelidir.
Alüminyum, yoğunluğu 2,7 gr/cm3 tür. Alüminyumun 270 farklı minerali mevcut olup miktar bakımından yeryüzünde en çok bulunan metaldir. Ayrıca Oksijen ve silisyumdan sonra yer kabuğunda en çok bulunan üçüncü elementtir. Kola kutuları, mutfak malzemeleri, patates, ambalaj, çay, un, ıspanak birer Alüminyum kaynağıdır. Çocuklarda yüksek oranda Alüminyum içeriğinden dolayı tenekeli içecek kullanımı önerilmez. Alüminyumun organik şelatlarla birleştiği formlarında toksisite değeri artar. Maruziyetinde bulantı, kusma, ağız ve cilt ülseri, eklem ağrısı, davranış bozuklukları ve Alzheimer hastalığının gelişmesine neden olur. Karsinojenik etkisi bulunmamakla birlikte WHO içme suyunda izin verilen Alüminyum seviyesini 0,1 mg/L olarak belirlemiştir.
Vanadyum yoğunluğu 6 gr/cm3 olan ve çelik katkılarında ferro vanadium formuyla, seramiklerde ise vanadyum pentaoksit olarak bulunan bir toksik bir metaldir. Petrol rafineriyle güç santrallerinde Vanadyumca zengin yakıtlar kullanılır. ICRS Vanadyumu, Krom(VI) ve Kadmiyum gibi Grup-I sınıfında değerlendirmektedir. WHO ya göre içme suyunda bulunması gereken Vanadyum içeriği 10 µg/L yi geçmemelidir. Ağır metal analizlerinde kullanılacak cihazın önemi büyüktür. Bu analizlerde matris denilen ortamdaki ağır metal konsantrasyonlarının birbirleriyle etkileşimleri açısından cihazın girişim etkileşimlerini ortadan kaldırması gerekmekle birlikte cihazın dedeksiyon limitlerinin de istenilen analitik ihtiyacı karşılaması gerekir. İçme suyunda ağır metal analizi için birçok cihaz kullanıldığı gibi en çok atomik spektroskopi temelinde çalışan Alevli atomik absorpsiyon spek. (FAAS),Grafit fırınlı atomik absorpsiyon spek. (GAAS), İndüktif eşleşmiş plazma emisyon spek. (ICP-OES) veİndüktif eşleşmiş plazma kütle spek. (ICP-MS) adı verilen cihazlar kullanılmaktadır. Bu cihazlar arasında birçok elementi aynı anda verebilmesi (simultane) ve ppb seviyelerinin altında (ultra trace)analiz edebilmesi açısından ICP-MS cihazı en çok tercih edilen spektroskopik cihazdır.
Neden Manyetik Kireç Önleyici?
Su Kalitesi Artar
Suyun sertliği azalır, kaliteli hale gelir. Böylece, suyun içerisindeki moleküller daha rahat hareket eder ve su kalitesini arttırır.
Kireç Oluşumu Önlenir
Manyetik alan ile beraber, suyun içerisindeki kireç oluşumu henüz başlamadan önlenir ve kireçsizlik sağlanır.
Verimi Arttırır
Kullanılan cihazların kireçten kaynaklı bozulmalarının ve verimlerinin düşmesinin önüne geçerek verimi arttırır.
Masrafları Düşürür
Kireç ve benzer bozulmalardan meydana gelen ve bunları önlemek için harcanan masrafları kısmaya yardımcı olur.
Tadilat Gerektirmez
Akuaka Manyetik Kireç Önleyiciler, montaj esnasında ağır tadilata ve işlemlere gerek duymaz, kolayca montajlanır.
Su Etkisi Artar
Suyun, deterjan, sabun gibi maddeler üzerindeki etkisi, aktif olarak artarak, bu tarz işlemlerde daha fazla köpük ve hijyen elde edilir.
Varolan Kireci Çözer
Tesisat içerisinde hali hazırda varolan kirecin de çözünmesine yardımcı olur ve etkisini azaltır.
Ömür Boyu Kullanım
Kaliteli ve bozulmaz yapısı ile ömür boyu kullanım ve kirece karşı koruma sağlar.